Pislik


Aslına hangisi daha doğru bir tanım, bilmiyorum. Pişmanlık mı, utanç mı? Utandığım kesin ama pişman mıyım, bilmiyorum. Her hata bir mesel gibi karşımda ukalalık ediyor. Ben, bir başkası gibi olmayı bilmiyorum. Sadece onları canlandırıyorum. “Ruhuma orospu muamelesi yılları” seçtim son üç-beş yılı. İşimde ehilim. Özellikle bana gösterilen, saygı – anlayış – tahammül – sabırdan oluşan ve sevgi olarak zuhur bulan herşeyi siyanürlüyorum. Ruhum her pahalı orospu gibi özgür, işveli, işlevli bir işret yuvası olarak kalsın, tüketenler işleri bitince soğusun ve mesafeli davransın. Artık dokunmasınlar!...

Sorulara yanıtım yok; hatta nedenleri bile bilmiyorum. Amaç yok olunca yöntem de öksüz kalıyor. Bacakları olmayan bir kaplumbağa gibi kimliğimi son bıraktığım yerde hijyenliyorum. Misal; bir yağmurum. Şehrin içinde sadece pislik yaratıyorum. İyi geldiğim tarlalarda ilham… Ama kimse beni evine davet etmiyor. Düşüyorum, ıslatıyorum ve girdiğim evlerde kofraları patlatıyorum. Sürünmeden, emilmeden dışarı çıkamıyorum. Tabii ki istemem böyle olsun. Ama başka türlüsünü bilmiyorum. Ya da bir hıçkırığım. Beklenmedik, komik ve eğlenceli başlarda. Zaman geçtikçe tatsızlaşan, rutinleşen, rahatsızlık veren…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GODOŞU BEKLERKEN

ÖZLEMEK

Muallakta Kalan Tıp Terimleri Sözlüğü (Açıklamalı)