Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SİYAHLA BEYAZIN EN RENKLİ HALİ

Resim
  Bu yazı 22 Nisan 2020 tarihinde Sinematik Yeşilçam sitesinde yayınlanmıştır.  Bu ve bunun gibi yazılara  https://sinematikyesilcam.com adresinden ulaşabiliriz.    “Her şey bir yanıyla güzeldir, samimiyet büsbütün.” İsmet Özel   Dükkan ana-baba günü. Serviste gecikmeler var ve ben hafiften paniklemeye başlıyorum. Kafamı uzatıp arkaya sesleniyorum: “Bediaaa!” “Alın teri” ne demektir öğrensin diye bana emanet edilen, arkadaşımın kızı koşarak öne doğru geliyor. Son üç gündür, nedenini bilmediği bir şekilde farklı bir isimle çağırılmaktan ve karşısındaki elli yaşında adamın yaptığı ve ona hiçbir şey ifade etmeyen bilumum taklitlere maruz kalmaktan bıkkınlık gelmiş, belli. Bir saat sonra yoğunluk azalınca tekrar aynı nakarat:  “Bediaaa! Gel de iç bakalım okkalı kahveni!”. Sonunda dayanamayıp, diğerleri gibi o da aynı soruyu soruyor: “Kim bu Bedia?”… ..................................................  Siz en son kim(ler)in önün

KÜÇÜKKEN KAÇ YAŞINDAYDINIZ?

Resim
       Bu yazı 5 Kasım 2012 tarihinde Sinematik Yeşilçam sitesinde yayınlanmıştır.  Bu ve bunun gibi yazılara  https://sinematikyesilcam.com adresinden ulaşabiliriz.    “Elim birine değsin Isıtayım üşüdüyse Boşa gitmesin son sıcaklığım” Rıfat Ilgaz Son Şiirim,1991 Saflıkla aptallığın, naiflikle enayiliğin birbirine karıştırıldığı bir zaman, bu zaman. Hoş, bayağı bir yıl geçti en son saf, naif birini göreli… Peki, ben hiç saf oldum mu? Hiçbir zaman önyargılarımı bir kenara bırakıp yaklaştım mı, birine, bir şeye? Hoca durur mu, yapıştırmış cevabı anında: Oldu oğlum, oldu. Sen hayatının en az 15-20 yılını bu enayilikle geçirdin. Gerçi hala öylesin, o ayrı. Peki, hocam, suçum neydi benim? Suç? … Öyle demeyelim. Sen ne zaman ki  Ertem Eğilmez  denen zat-ı muhteremin filmleriyle tanıştın, ne zaman o duyguyu içine evladiyelik bir şekilde soktun, ne zaman öyle bir hayatın gerçek olabileceğine inandın, işte o zaman boku yedin. Hocam, nasıl kurtulacağım ben bundan? Kurtulma evladım. Karışma kara

ALTINCI

Kafamda bir delik var; kurşun deliği. İyiye işaret değil. Mevcutlarla beraber altı tane oldular. Beni karım mı vurdu, sevgilisi mi tam göremedim. Eve geldiğimde kavga ediyorlardı. Adamın yüzünü tam seçemedim. Aralarında paylaşamadıkları bir silah vardı ve patladı. Yere düşerken görebildiğim kadarıyla karım çıplak. Yanındaki herifin üzerinde beyaz bir atlet var, o kadar. Küçük bir poposu var. Şu anda yerdeyim ve karımın patlak kırmızı ojeli ayakları koşarak önümden geçti.Avazı çıktığı kadar bağırıyor. Adama, “Ne yaptın sen?” diyor. Saydığım kadarıyla bu soruyu onuncu defa sordu. Adam karımın histerik koşuşturma ve bağırmaları arasında yerden aldığı pantalonunu giymeye çalışıyor. Birden dengesini yitirip yere düştü, İşte o an, sadece kısa bir an göz göze geldik. Oktay! Benim ortağın eşcinsel oğlu! En azından şu ana kadar ben öyle biliyordum. Bu piç meğerse… Ulan okulunun parasını bile ben şirketten ödüyorum!... Karımın başkalarıyla birlikte olduğunu biliyordum ama bu büyük darbe oldu